14 Ekim 2006 Cumartesi

odul

Evet ben de yazmayacaktim bu konuda cunku hem Orhan Pamuk okumadim hic, hem de zaten dusunduklerimin pek cogu yanda sayfalarina baglanti verdigim kisilerce yazildi, b a k i n. Hepsinin yazisinda ve gelen yorumlarda baska noktalar gordum ben, her noktasina katilmadim ama katildigim, baska yerlerden ele aldigini dusundugum acilar gordum. O yuzden simdi dogrudan olayin kendisiyle ilgili yazmak yerine sosyal psiokolojik atip tutmalara girecegim; sosyal psikolog olmadigima gore tamamiyle nacizane kisisel.
Cinsiyet ayrimlarindan genel olarak hoslanmam, erkekler soyle, kadinlar boyle turu genellemeleri sevmem ben. Yine de iste bazi noktalarda carpici olabiliyor kadin erkek arasindaki fark; cocugu olusturma isi ikisel bir eylem de olsa doguran kadin mesela. Ay ne uzun bir konuya giris oldu ya. Ozetle sunu gordum ben, Orhan Pamuk'un bu odulu almasina sevinenler genel olarak kadinlar. Biraz safca yaklasiyormusuz gibi geldi bana, hani klasik deyimiyle "anac" bir kucaklayisla, hemen herseyi unutma, yok sayma meylinde bir sevincle. Cunku kadinlardan cikan kotuler her ne kadar kallavi olabiliyorsa da erkeklere nazaran sayica daha azlar bence. Belki bizler en cok cocuklarimizi korumaya calisirken canavarlik kapasitesine sahipken** erkekler daha buyuk olcekli; cekirdek aile, sulale, kavim vs. boyutunda bir mucadele yuruttukleri icin genel olarak daha sert, daha unutmayan olabiliyorlar. Bunlarin hepsinin, kisi, duzey ve konu baglaminda istisnalari oldugunun farkindayim. Yine de iste boyle davranislar tek tarafli oluyor cogu zaman ve sorun da buradan cikiyor. Biz safca, kardeslik, beraberlik, esitlik duygulariyla yaklasirken karsimizdaki bunu yapiyor olmuyor cogu zaman. Kisisel duzeyde herkes kendi tercihi dogrulutusunda hareket ederken bu genelde sadece onlari etkiliyor. Ama olay kisisel duzeyi asinca etkileri de asiyor haliyle.
O yuzden ben Orhan Pamuk konusunda oyle guzellikle dusunemiyorum, ele alamiyorum olayi. Bir de insanlarin en cok rahatsiz olduklari nokta olan bu yazarin soylemlerindeki reklamsallik ve omurgasizliga ben de katiliyorum iste. Onun karsi durusu sanki salt bu is icindi - ve evet o roportajdaki cumleleri ettiginde soylenmisti bunu Nobel icin yaptigi - demek dogruymusa vardi olay. Size bir gazeteci bu adamin demecindeki konularla ilgili bir soru sorsa nasil bir yanit verirsiniz dusunmek gerek - dusunce ozgurlugu oldugunu varsayarak soruyorum bunu - soylediklerinizden oturu yargilanmayacaksiniz devlet tarafindan. Yine de insan bu konularda konusabilmek icin ne kadar yetkin oldugunu bir dusunur gibi geliyor bana, ne kadar saglam bilgi temellerine dayandirabildigini soylediklerini ve bu baglamda ne kadar kesin konusmasinin dogru olacagini. Ustelik onun konumunda bir yazarin boyle birseyin nasil algilanacaginin farkinda olduguna da eminim ben. Dili kullanmaktan bahsediyoruz ya burada, adam da yazar, ustelik simdi Nobel odullu bir yazar.


Burada iki yabanci hatun gelip tebrik etti beni, a odul Turk yazara gitmis mahiyetinde, bu kisiler politika ile fazla ilgili olmadiklarindan bu kisim yumusak oldu. Ben asil babasi bir zamanlar nazilerle calismis bir alman amca var bizim burada (soyledigine gore tabii kendisi karsi cikiyormus gencken babasina), tipik memur zihniyetli ama disiplinli bir insan, onun muhabbetini bekliyorum. Sanirim muhabbet genel olarak yurtdisindaki gazetelerin haberi duyurdugu cercevede yani gayet politik zeminde doner.


** Filmlerden orneklersek: Kadinlarin anacligi deyince Kill Bill 2'de B'nin hamile oldugnu ogrenmesinin ardindan diger kadin katille olan sahne geldi aklima. Canavarlasma deyince de The Manchurian Candidate'de Meryl Streep'in oynadigi karakter geldi mesela. Tabii gercek hayatta nitelik ve sayi olarak bunlarin katiyla yogunlukta olay yasaniyor.