25 Mayıs 2006 Perşembe

demokrasi üzerine

Evet evreka! Dusundum ki, eger komsu sayfalarin yorum kisimlarina yazdigim icin buraya birsey yazmiyorsam, ben de o yorumlari buraya yapistirarak olayi cozerim:) Evet biraz gicik ve tembel isi bir cozum, yani benden beklenilecek birsey:) Sonucta ben de kendi yazdiklarimin izini surer duruma gelmistim neredeyse. Eger bundan rahatsiz olacak yorum yazdigim komsu site sahibi varsa lutfen soylesin bana, kendilerinin bu konudaki goruslerinin basimin ustunde yeri var.
Boylece, bakalim ben son gunlerde neler demisim:

Biz demokrasi nedir bilmiyoruz diye konusuyorduk biz de gecen gun. Hep bir lider bekliyoruz zaten yillardir Atatuk gibi. Soyledigimiz laflara ayna tutmak gerekiyor cidden, ama karsimizdakinin biz gibi olmadigini da aklimizda tutarak - iyi ya da kotu gordugumuz her acidan. -- demisim once bu yazi uzerine.
Sonra biraz acmisim ne demek istedigimi:
Karsimizdakini biz gibi dusunmemek derken, yani "karsimda o benim kotu kaka" degildi kastettigim, bunun icin iyi ya da kotu her acidan diye belirtmisim. Sonucta, karsi gibi bir sozcuk ben ya da iki kisilik bir biz haric herkesi kapsiyor, belli bir konuda gorus farki bulunmasi gerekmiyor. Benim hosuma giden/gitmeyen onun da gidecek/gitmeyecek, ya da tersi gibi bir bakisla bakmamak yani. Ayni sekilde benim iyi niyetimi tasidigini da dusunmemek gerekiyor her zaman, eger karsidaki kisi degil de bir kesimin parcasi olarak orada bulunuyorsa ozellikle.
Bir de sunlari demisim su yazi uzerine: Kalabaliklastikca kitleye donusebiliyor topluluklar ve kitle yonlendirme, gaza getirme konularinda hassas bir uygulama alani. Yonlendirenler akli basindaysa bir sans olabiliyor, ama kararli bir yapi degil - duygusal temelli siddetli gaza gelislere acik. Ve maalesef bu kitlesellesen topluluktaki herkes de senin gibi bilincli degil. Yani demokrasi yok aslinda kitlesellesen toplulukta. Bu yuzden bir araya gelis amacini mumkun oldugunca sinirli tutmak gerekiyor belki de - ki bozulmalar, istemdisi sapmalar engellenebilsin. O zaman soru su, ne istedigini biliyor mu bu topluluk (birseye karsi cikmak da o seyin olmamasini istemek sonucta).
Ve bunu da soyle acmisim biraz: Butun kalabaliklarin kotu oldugunu da dusunmuyorum. Ama soylemeye calistigim, kalabaliklarin iyi tanimlanmis amaclari olmasinin cok daha ise yarar ve sonuca goturur olacagiydi. Yani ornegin senin bu yazinda oldugu gibi memleketin basindaki turlu konunun tumunu ele alan bir kalabalik olabilecegini dusunemiyorum ben. Ozellikle de kavramlar etrafinda toplanmis kalabaliklar korkutucu gelebiliyor bana, cunku herkes farkli anlamlar yukleyebiliyor kavramlara. Cenaze yuruyusundekilere sorulsaydi laiklik nedir diye, ne yanit vereceklerdi, o basortulu kadinin basini actirmaya calisanlarla digerleri ayni yanitlari mi verecekti ornegin? Bu yuzden mumkun oldugunca net paydalarda birlestiginde anlamli kalabaliklar olabilecegini dusunmustum ben. Ornegin, senin katildigin yemekhane eylemi gibi - ne tesaduftur ki benim de tek katildigim universite eylemi budur, biz de zamlari protesto icin gitmemistik bir donem yemekhaneye..Keza Fransa'daki herkesin de bilincli oldugunu dusunmuyorum, ama amacin sinirlari iyi cizilmis oldugunda eylem de hedefine ulasiyor gibi gorunuyor.

Bu iki yazi baglaminda, orada demedigim iki sey daha var. Bunlar ilk sozettigim yazidaki iki yorum uzerine. Ilki Doli incapax'in yorumunda sozunu ettigi ayrimlarin toplumun yapisiyla anlam kazandigi konusunda. Biz de gecen gun sozediyorduk bundan. Varidigimiz sonuclardan biri suydu: azinliklar uzerine ayrimcilik yapilinca daha cok tepki cekiyor, ozellikle de bu ayrimi yapanlar cogunluk grubundaysa, ve azinlik cogunluga gore daha kotu sartlardaysa - ornek: zencileri sevmiyorum diyen bir beyaz-. Oysa bir zenci "beyazlari sevmiyorum" dediginde bu o kadar tepki cekmiyor, ya da bir beyaz ayni beyazlari sevmedigini soylediginde.
Ikinci deginmek istedigim konu, Ilber'in yorumunda baglanti verdigi bir yazida soylenenlerden bir kismi. O yazida gecen "Demokratlık ötekine razı olmak, ona höşgörü göstermek değil; ötekini istemektir. Demokratlık farklılıkları bir ‘zenginlik’ olarak değil, insanca yaşamak için bir ‘zorunluluk’ olarak görür." cumleleri beni carpti. Demokratlik midir bu bilmiyorum ama ben o cumlelere katiliyorum. Soyle ki otekinin varligini istemek, etik olarak guzel ve ayni zamanda bizi, varsa bir nesnellige goturecek olan yol. Cunku otekinin varligi bizi kendi dusuncemizin dogru ve iyi oldugu kolayciligindan kurtarip, "dogru", "iyi", "yanlis", "kotu" ve "mutlak" kavramlari uzerine dusunmemizi saglayacak olan sey.

Bir yandan da baska, daha kusbakisi bir acidan yaklasan iki yazi yayinlanmis, ben de sunu demisim bunun uzerine: isin ilginci insanlar ayni zamanda iktidar istiyorlar, yonetmek, guc ve soz sahibi olmak. Sanirim ozellikle boyle konumlarda "onlar istedi mecburdum yaptim" sozune siginiliyor. Yani ana eksen siddet degil aslinda, guc-iktidar sahipligi bence. otoriteye boyun egme de otorite bunlari sana da kisitli bile olsa sagliyor gorundugunde cekici oluyor. Bir de "emir"lerini uyguladigi bir otoritenin varligi insandan yaptiklarinin sorumlulugunu aliyor gorunuyor iste, dusunmeden rahat bir yasam sansi!! Ve sanirsam bir de aidiyet denilen olguyu sundugu icin otoriteye boyun egme cekici birsey olabiliyor. Aidiyet niye cekici onu bilmiyorum, belki anne-baba-cocuk olayindan kaynaklaniyordur..
Bunun uzerine "neden otorite" diye sormus yazi sahibi Doli incapax, ben de demisim ki: otorite konusunda da aklima ilk gelenler, yasamak icin toplanan insanlarin idare edilmesi icin bir bicimde var olan bir ust kademenin zamanla otoriteye donusmesi seklinde. Kimler kismi da buyuk baliklar seklinde ozetlenebilir; gucu yetenler iste. Nufus cogaldikca birlikte yasamak zorlasiyor, daha cok emek istiyor cunku birbiriyle kesisen farkliliklar artiyor sonucta.

Iste boyle. Epey uzun oldu ama guzel oldu kanimca. Bu da boyle olsun.